a

Komediyi En İyi Bilenlerdenim

Bahruz Rza | 14:44 |


Komediyi En İyi Bilenlerdenim


‘Yahşi Cazibe’ dizisiyle ödülleri toplayan Gani Müjde, "Komedi dizisi nasıl yazılır, en iyi bilen insanlardan biriyim" diyor ve ekliyor: "Drama dizilerini 3-5 tane formülle yapmak mümkün, komedi dizilerinin formülü olmaz."

* ‘Yahşi Cazibe’yle en iyi senaryo ödülünü aldınız. Ödülü aldığınızda iyi olan kazansın demişsiniz. Komedi dizisinde en iyi benim diyebiliyor musunuz? 
Büyük cümleleri seven biri değilim yapım gereği. Ama komedi dizisi nasıl yazılır iyi bilen insanlardan biriyim. En iyi ben demem için bu ödül bana bu hakkı vermiyor. Bir ödülle bu kadar büyük laflar etmek istemiyorum. Komedi adına ürün verenlerin çoğunun benim okullarımdan mezun olduğunu sadece söylemekle yetinebilirim.

* “Komedi senaryolarının matematiği daha zor, o yüzden daha çok para kazanmalıyız drama yazarlarından” demişsiniz...
Hakikaten drama yazabilmek, 3-5 tane formülü yan yana getirebilmek mümkün. Bunun iyisini yazarsınız, kötüsünü yazarsınız ama yazarsınız. Komedi de bunların hepsi boşa çıkıyor. Bir insanı güldürmek çok zordur, ağlatmak çok kolaydır. Güldürmek için bayağı efor harcamak gerekiyor. Dolayısıyla o yüzden bizim işimiz zor. Komedi de boşa geçen zaman yoktur. Biz daha fazla sayfa yazıyoruz. Daha çok buluş üretmek zorundayız. O yüzden daha çok yazıp daha çok para istiyoruz.

“Tercih yapamam”
* “TV mi, sinema mı?” diye sorsam.
İkisinin de ayrı ayrı güzellikleri var, ikisiden birini tercih etseydim zaten ederdim bugüne kadar. Sinema aklıma bir şey geldi çekeyim sanatı değil. Çok uzun düşünülmesi, hazırlanılması, piyasa koşullarının, sosyal koşulların, sinema koşullarının etüt edilmesi, hepsinin birlikte değerlendirilmesi gereken devasa bir bilim dalı bir senarist, yönetmen için. Diğer tarafta televizyon diye başka bir muamma var. Reklamcının, oyuncunun, yapımcının, kanalın beklentisi ayrı. Biz bütün bunlara hepsine doğru yerde doğru cevaplar vermek zorundayız. Komedi de bu gittikçe zorlaşıyor. Oyuncu yeteneği de gerekiyor. Mesela dramada mankenler oynuyor. Komedi de manken oynayamaz, olmaz. Oyunculuk bilmeyen birini dramada oynatırsınız.

* Sizi mutlu eden yönetmenlik mi senaryo yazarlığı mı? Hangisi daha keyif veriyor? 
Senaryo yazarlığı çok keyifli bir iş. Yönetmenlik kısa süren bir şey, aşk gibi. Ben çok ayırmıyorum. Sinema da çok güzel bir olay, yaptığımız işi hafife almak kendimizi inkar etmek anlamına gelir.

* Şu an dramaları daha fazla görüyoruz, izliyoruz. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Özellikle yeni reklam düzenlemeleri en çok komedileri vurdu. Çünkü komediler güldürüyor. Güldürdüğü için beş dakika sonra da gülersin, iki dakika sonra da. Dramalar bir gerilimden besleniyorlar. Adam geliyor, kafaya palayı dayayacak reklam giriyor. Şimdi o reklamda zap yapabilir misin? Bizde öyle bir sahne yok ki. Dolayısıyla heyecanlı bir yerde kesemiyoruz reklamları. O zaman ne yapıyoruz bizim müşterimiz dağılıyor sağa sola. Geri toplayabilmek için canımız çıkıyor. Biz bundan çok zarar gördük. Dramalarda öyle seyirciler ekran başındaki hiçbir şey tüketmiyorlar, son bir yıldır hiçbir şey almamışlar. Komedi izleyicileri öyle değil. Çok aktif tüketici, reklamcıların sevdiği tiplerin çoğu da komedi izliyor. Drama dizisinden daha düşük reytingimiz olmasına rağmen gold kategoride değerlendiriliyor bizim reklamlarımız çünkü bizim müşteri tüketen müşteridir. Türk halkının bu kadar çok drama seyrediyor olmasını çok sağlıklı bulmuyorum. Komedi seyreden uzun yaşar.

“Hâlâ öğreniyorum” 
* Her yaptığınız dizi bir şekilde tutuyor. Ratinglerin sırrı nedir?
Birincisi biz sosyologlar gibiyiz, halkı anlamaya çalışan, tanımaya çalışan. Beni metroda, esnaf lokantasında, Papermoon’da da görürsün, köfteciye de giderim. Otururum sohbet ederim, her gördüğüm insana “Ne seyrediyorsun TV’de?” diye soruyorum. Oradan prototip yakalamaya çalışıyorum. Mizah dergisi kökenli biriyim. 80 yılından beri mizah dergilerinin içindeyim. Sonra TV sektörüne geçtim. Yaptığım dizilerin çoğu tuttu, markalaştı. Bu benim yazarlık ömrümü uzatıyor. Öğrendikçe tecrübe sahibi oluyorsunuz. Yaşarken çok şey öğrendim. Hâlâ da öğreniyorum.

* Yeni projeleriniz var mı? 
Salih Kuşu var. TV dizisi bu, komedi. Önümüzdeki sene de Hababam Sınıfı’nı çekmeyi düşünüyorum, senaryosunu yazdık. Düşler okuluna gönderiyorum onları, büyücülük okuluna gidiyorlar.


“Evliliğim şans getirdi”
* Evlendikten, çocuğunuz olduktan sonra iş veriminiz arttı mı, yoksa düştü mü?
Şanslıyım ki arttı. Şans getirdiğini düşünüyorum çocuklarımın ve evliliğimin. Çocuklarım da meraklı, resim çiziyor, karikatür çiziyor...

* Hayat enerjinizi neye bağlıyorsunuz?
Gülmeye. Hayatla, başıma gelen bütün kötü şeylerle dalga geçtim. Yaşam enerjimi kahkahaya, pozitif enerjime, kendimi ciddiye almamaya borçluyum.

* Düğünde şarkı söylemekten, karikatür çizmeye, film çekmekten yazarlığa; pek çok iş yaptınız. Aslında çocukken ne olmak isterdiniz? 
Çok yoksul bir aileydik. Benim hep hedefim çok para kazandırabileceğini düşündüğüm atom mühendisi olmaktı. Sonradan Türkiye’de bilimadamlarının çok para kazanmadığını fark ettim. Gemi mühendisi de olmak istedim. Bir baktım resim okuyorum Mimar Sinan Üniversitesi’nde, sonra tekrar sınava girdim sinema televizyon okudum. Sonra dünyam değişti.

* Emekli olmaya karar verince nerede, ne yapmak istersiniz?
Emekli olunca yazı yazmayı düşünüyorum. Bodrum’da teknede yaşarım. Resim yaparım. 


Kateqori: