a

Artık Yeni Hayaller Kurmam Gerek !!!

Bahruz Rza | 13:55 |


Artık Yeni Hayaller Kurmam Gerek !!! 
Tiyatro, sinema, dizi oyunculuğu derken yarışma programıyla hayran sayısını katlayan Engin Altan Düzyatan, arkadaşı Ekin Türkmen’e hayatı, projeleri, stili ve kızarkadaşı Özge Özpirinçci’yle ilgili bilinmeyenleri anlattı.

* Çocukluğuna dair konuşarak başlayalım mı?
İzmirliyim. Mutlu bir çocukluk geçirdim; toprakla iç içe büyüdüm diyebilirim. Hafta sonlarını anneannemin çiftliğinde geçiyorduk. Hangi ağaç meyve verdiyse onun tepesinde olduğumuz zamanlardı.

* Çocukluk hayallerinin birçoğunu gerçekleştirdiğini biliyorum... Neler kaldı?
Klasik araba çocukluk hayalimdi. ‘68 model Mustang istiyorum’ derdim hep ve oldu. Oyuncu olma hayali kurmaya başladığımda 15 yaşındaydım. Her çocuk kendi evi olsun, içinde istediği şeyler olsun ister; onu da gerçekleştirdim. Artık yeni hayallere yönelmem gerekiyor. Bir de çocukken Oscar almak istiyordum, hatta ödül törenindeki konuşmamı bile hazırlamıştım. Ne diyecektim biliyor musun; ‘Biliyordum, teşekkür ederim.’

* İstanbul’da sana neler iyi geliyor?
Bebek sahilinde yürümekten ve geceleri deniz gören bir yerlerde yemek yemekten keyif alıyorum.

* Keyif aldığın kitaplar, seni bu dünyadan uzaklaştıran müzikler ve hayata başka bir gözle bakmanı sağlayan filmler hangileri?
Kara edebiyat ve anti kahraman hikayelerini çok seviyorum. Zamanında klasikleri çok okuduğum için artık yeni çıkan kitapları alıyorum. Son zamanlarda Zazie’yi dinliyorum. Çok seviyorum sesini. Reggae dinlemekten keyif alıyorum. Bunun dışında neredeyse hiç televizyon izlemiyorum.

* Ben seni çok centilmen buluyorum; hani o arabanın kapısını açan, kadının sigarasını yakan, günümüzde çok nadir rastladığımız centilmenler gibisin...
Babamdan öğrendim, hoşuma gidiyor. Bir kadına bu şekilde davranıyor olmak beni mutlu ediyor.

Çabuk sinirleniyor

* Sevdiğin ve sevmediğin karakter özelliklerin neler?
Genel olarak herkese karşı iyi niyetliyim. Bir de dışarıdan fazla mesafeli görünmeme rağmen daha sıcak, daha yakın bir adamımdır aslında. Bunlar sevdiğim karakter özelliklerim. Sevmediğim özelliğimse çabuk sinirlenmem ve bunu bir türlü kontrol edememem.

* Peki ya kuralların var mı?
Kural değil de, değer yargılarım var diyebiliriz. O da yine aileden gelen bir durum. Sevdiğim işi yapıyor, yaptığım işe çok değer veriyorum ancak sevmediğim bir işi yapmak zorunda kalmış olsaydım da, yine karşı tarafı zor durumda bırakacak şekilde davranmazdım.

* Nasıl dinleniyorsun?
Yazın, kite sörf çok keyif verici oluyor. Kışınsa sadece spora gitmek bile bana iyi geliyor. Arkadaşlarımla DVD seyretmek günün tüm yorgunluğunu atabileceğim bir aktivitedir.

“Pembe tişört ya da gömlek giymem”

* Giyimde çok özel parçalar buluyorsun, mesela sade bir tişört bile sende özel duruyor. Bunun bir sırrı var mı?
Giyinmekten zevk alıyorum, belki de sırrı budur. En azından giydiğim tişörtte, cekette mutlaka özel bir detay olsun isterim.

* Vazgeçemediğin parçalarla dolu, renkli bir dolabın olduğunu düşünüyorum.
Dolabımda bazen renkli bir tişört arıyorum ama bulamıyorum. Ya beyaz, ya siyah, ya da gridir tişörtlerim. Trençkot giymeyi çok severim. Çekimlerde ya da güzel bir kombinle pembe jean giyebilirim ama pembe tişört veya gömlek asla giymem. Esmer bir adam olsaydım belki ama sarışın bir adamda pembe, olacak iş değil.

* Bu kadar hassas bir adamın, giyim konusunda kadınlarda nelere dikkat ettiğini merak ediyorum açıkçası...
Aşırı dekolte her zaman rahatsız eder. Açıkçası bu bana biraz ucuz görünüyor. Topuklu ayakkabıysa vazgeçilmezimdir.

“Özge’yle uyumum beni rahat kılıyor”

* Biraz da özel hayatından söz edelim mi?
Mutluyum, hayatımı yaşamaya devam ediyorum. Hayatımı yaşarken de, yanımda kız arkadaşım var. Kafam rahat o yüzden. Özge’yle (Özpirinçci) böyle bir uyum yakalayabilmek rahat kılıyor beni.

* Yaptığınız işlerle ilgili fikir alışverişinde bulunuyor musunuz Özge’yle, birbirinize karışıyor musunuz?
Özge karışmayı tercih etmez ama fikrini mutlaka söyler, onun fikrini almak hoşuma gidiyor çünkü objektif bir göz. Benim de ona böyle tatlı yorumlarım oluyor.

İzmir’den New York’a1979’da dünyaya gelen Engin Altan Düzyatan, Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun. Tarık Akan’lı ‘Koçum Benim’ dizisiyle piyasaya adım atan oyuncu, son olarak ‘New York’ta Beş Minare’ filminde rol almıştı.

Gelecek yıl tiyatro var
“Önümüzdeki sezon Canlı Para’yı sunmaya devam edeceğim. Televizyona dizi yapmayacağım. Kendimi oyunculuk anlamında tatmin edebilmek adına tiyatroyu düşünüyorum.”



Kateqori: